buz firtinasi


Turkiye'de pek duyulmayan-gorulmeyen bir felaket turu olan buz firtinasi vurdu sehrimizi bu kez.


Bu felaketin olmasi icin once kar yagmasi gerekli, karin ardindan gokyuzunde yagmurla karisik buz kristalleri yagmali, sonra hava sogumali iyice, en son olarak da siddetli bir ruzgar vurmali sehri. Sonucta da agaclik bir sehrin cogu agaci bu zulme dayanamayip yerlerde bulmali kendini, buz tutan elektrik tellerinin ustune dusmeli agir dallar. Ve sonucta, sehrin 500bin kisisi bu karda kiyamette yine elektriksiz kalmali. Hem de en az iki haftaligina.


Bu sefer benim tuzum kuru ama bu sogukta elektriksiz kalmak gercekten kotu. Isinma isini elektrikle karsiliyoruz cunku. Isinma haricinde yiyecek bir kap sicak corba icin de elektrige muhtaciz. Sehrin durumu vahim yani. Okullar kapali, marketler kapali, restaronlar kapali. Sehrin tum siginaklari doldu. Zaten sehrimizin butcesi berbatti, devamli elemanlar isten cikariliyordu, simdi de bu zararlari odemek icin yuz binlerce dolar harcanacak. Bu da demek ki sehrin issiz sayisi daha da artacak.


Kotu yanlarinin disinda bu buz firtinasi bize kristal agaclar armagan etti. Tum agaclar camdan. Hafif bir gunes isiginda isiklar saciyorlar etrafa. Yakinda bu guzel kristal kentin guzel fotograflarini koyarim. Simdilik Munch'un Storm resmiyle idare edin.



Firtinalardan uzak gunler dilerim sizlere sevgili okuyucu...

karla gelen huzur

Kuzey yarim kuresine, karlar prensesi soyle bir goz gezdiyior, nereye kar kondursam acaba diyor ve sonunda benim sehri de gozune kestiriyor. Ne de iyi ediyor.


Fotografima, kari pek de sevmeyen bir arac surucusunun su videosu eslik etsin.

saman balyasi

Bir ABD- Turkiye farkliligi daha: Burada saman balyalari rulo seklinde Turkiye'de ki kup seklindeki balyalara zit olaraktan. Nasil farklilik ama:) (Fotografa nasil kilif uyduracagini sasiran nurvenur:)


Fotografim Deamlake, Indiana'dan

okul yolu

Yillardir farkli okul yollarinda yurudum durdum. Bu yollardan en sessiz olani kesinlikle su anda yurudugum yol. Normalda yururken sokagin, insanlarin sesini dinlemeyi severim. Ama bu yolda tek bir ses yok. O yuzden mecburen yolda bir yandan yururken bir yandan radyo dinlemeye basladim. Bir yandan da sessiz okul yolumun fotograflarini cekiyorum. Iste bu yolda cektigim fotograflardan secmeler.

Citlerin ardi (En sevdigim kesinlikle bu fotograf)

Cift olabilmek iste butun mesele bu:)

Prensesini bulan kurbagalar


Posta Kutusu= 515

Ben giderim o gider, yanimda tik tik eder(yolda gordugum nadir insanlardan biri)

Bisikletli sonbahar
Fotograflarima muzik olarak sadece sessizlik eslik etsin tam da okul yolumunun dogasina uygun olanindan....

bir baska sac anisi

Gecenlerde konustugum siyahi bayanin saclari locked adi verilen bir modeldi. Yani Bob Marley'in saclarindaki kivrimlardan. Siyahilerin saclari cok kabarik oldugundan bu model baya gidiyor. Saclarini adam etmek icin harcadiklari saatler azaliyor. Bu kadin Turkiye'ye gitmis 3 yil once. Merakli Turk bayan arkadaslar kadinin sacini avuclayip avuclayip kacmis. Kadin neye ugradigini sasirmis. Bir de Amerika'lilar dokunmaya hic acik olmadiklari gibi guvenlik saplantilari var. Oyle yolda biri gidip bir cocugu sevemez, sacini oksayamaz, yanagindan cimdik alamaz mesela. Sokakta biri tanimadigi baska birisine asla dokunmaz. Neyse kadin, kendini orada oldureceklerini sanmis, korkudan soka girmis, olay cok ani olmus cunku, halkin irkciligindan boyle birsey yaptigini dusunmus, asagilanmis diger beyaz arkadaslarinin yaninda. Bir daha Turkiye'ye gitmeyecegi gibi tum arkadaslarina olayi anlatip korku salmakta imis etrafa. Dogrusu yabanci oldugum bir ulkede biri de kosa kosa benim yanima gelip saclarimi avuclayip kacsa belki ben de benzer seyler dusunebilirim.


Bunlari duyan ben renkten renge giriyordum kadin anlatirken. Tuhaf bir Turk kadinin yaptiginin tum cezasini ustume alarak kadindan ozur diledim. Kadina aslinda ne kadar iyi niyetli oldugumuzu, sadece bizim oralarda boyle bir model olmadigindan insanlarin merakli gozlerle bakabilecegini, sert mi yumusak mi diye merak edebileceklerini, dokunmayi pek bir sevdigimizi, haliya, havluya, kumasa dokunmadan yapamadigimizi, cok merakli bir halk oldugumuzu, aklimizdan irkciligin kesinlikle gecmedigini anlattim durdum. Kadin biraz ikna oldu gibi ama bir daha asla Turkiye'ye gitmeyeceginden eminim.

Sozun ozu: Turkiye'den okuyan arkadaslar sakin Turkiye'ye gelen turistlerin sacini cekip kacmayin, ceremesini biz buradaki Turkler cekiyor:) Bir de bir Turk arkadasin bir lafini aktarayim. "bu siyahlar saclarindan cektikleri kadar hicbirseyden cekmemislerdir hayatlarinda":)

slumdog millionarie

Bu yil ismi en cok duyulan filmlerden biri. Filmin degisik bir havasi var.Sanki farkli yonetmenlerin biraraya gelerek cektigi bir film gibi. Biraz Inarritu, biraz Tarantino, biraz bollywood, biraz yeşilcam yapimlarinin etkisi var. Imdb'de cok hizli bir sekilde yukselip top 250'nin 37. sirasina cikti. Dun Golden Globe'da tum odulleri goturdu, bakalim Oscar'da kac odul goturecek. Boyle olunca ben de cok merak edip seyrettim.


Filmin konusu bazi yerlerde cok gercekci olup takdire sayan olurken bazi yerlerde Turk filmleri kliseleri ile dolabiliyor. Filmin basrol karakteri Jamaal "kim 500 milyar ister?" yarismasina cikiyor. Sorulara tek tek dogru cevap veriyor. Bu Jamaal'in hicbir ciddi egitimi yok ve daha cok genc. Garip sorulari devamli dogru cevaplamasi kusku yaratiyor. 250 milyarlik soruyu da bilince Kenan Isik rolundeki amca gong zilini caldirip 500 milyarlik soruyu gelecek haftaya birakiyor. Ama adam bu Cemal'in kopya cektigini dusundugunden Cemal'i polislere emanet ediyor. Polisler Cemal'i taninmaz hale getirene kadar dovuyorlar ve Cemal'in nasil yarismada bu kadar basari kazandigini ogrenmeye calisiyorlar. Cemal'de basliyor yasam oykusunu anlatmaya. Iste filmin guzel yani Cemal'in bu yasam oykusu.


Kucuk yasta(5 yasinda) abisi Selim'le oksuz kalan Cemal, hayatlarini kazanmak icin cok cesitli islere girip cikiyorlar. Bu isler onlara muthis bir hayat deneyimi kazandiriyor. Cemal ve Selim'in kucuklugunden beri baslarina gelenler, belgesel gercekliginde. Cemal filmde iyi huylu bir cocukken kardesi Selim suc isleme yani agir basan bir cocuk. Selim karakteri tamamen Tarantino filminden cikmis gibi. Kucuklugunden beri silah-kan-para-sex-guc-liderlik durtuleri var. Ozellikle kan severler bu karakteri sevebilir. Cemal ise tam bir Sezercik modunda. Iyi huylu. Hatta filmin bir yerinde ayni Sezercik gibi dilencilik cetesinin eline geciyor ve guzel sesi ile dileniyor. O arada da baska bir dilenci kiza asik oluyor falan. Biraz Charlie klisesi biraz Bollywood klisesi var bu askta. Neyse Cemal'in basina gelenlere cok deginmeyeyim. Filmin guzelligi orada cunku.


Benim icin filmin en sevdigim kismi goruntuleri oldu. Aklimda Bombay'in gecekondu semtlerindeki cekimler, trene eslik eden o guzelim manzaralar,
iki kardesin sehir manzarali bir insaatta kavga sahneleri. Bombay'da gecekondu cekimleri. Burada kucuk kucuk caticiklar gokyuzunden cekilmis. Yakin plandan uzaklasilarak gosteriliyor. Bir anda bir iki catidan milyonlarca gecekondu catisina ulasiliyor. Cok hos bir cekimdi.


Youtube'dan iki kardesin kavga ettigi sahneyi koyayim. Filmin zirve cekimlerinden biri.



Bir de soundtrack albumunden bir parca koyayim.




Dipnot: Keske tum Hint'li arkadaslarin konusmasi Cemal'i canlandiran arkadas gibi temiz olsa:) Bazen aksanlari beni deli ediyor:)) Bu lafi edip bu yazida etkisi hayli gozuken bozuk Turkcem icin ozur dilerim. Aklima hep Ingilizce cumleler geldi bu yaziyi yazarken, onlari Turkce'ye cevirince anlam bozukluklari oluyor.

how blind???

Bir Turkiye&ABD farkliligi daha: ABD'de genelde asiri demokrat-solcu veya ateist kesim Filistin'i destekliyor. Filistin'de yasananlari okuyor, bilgilenmeye calisiyor kendi cabalari ile. Zira ABD haberlerinde Filistin'in adi pek gecmemekte. Benim sehir kucuk oldugu halde, bir grup insan duzenli bulusup Filistin uzerine cekilen belgeselleri izleyip, haberleri tartisiyor. Aydin ve duyarli bir kisim diyebiliriz bu guruha. Ama aksine, Turkiye'de milliyetci, dinci, veya asiri sagci kesim Filistin icin eylemler duzenliyor(biraz siddet koyuyorlar eylemlerine- bu da daha bir antipati yaratiyor), seslerini duyurmaya calisiyor. Aydin ve solcu kesimin, esitlik-adalet soylemleri Filistin'i pek kapsamiyor. Turkiye'de Filistin'i desteklemek, dinci ve yobaz olmayla es. Ben bile ABD'ye gelip Filistin'in tam gobeginden Gaza'dan arkadaslar edinene kadar Filistin sorununa gozumu kapamistim. Iste bu kisa film de ne kadar kor oldugumuzu, olmak istedigimizi biraz fazlaca goze sokarak gosteriyor. Iyi seyirler...

American Splendor

Cok uzun zaman once izledigim bir film bu. Amerika'da uzun yillar yayinlanmis olan American Splendor adli karikatur dergisinin nasil yasam buldugunu anlatiyor. Film, American Splendor dergisinin yaraticisi Harvey Pekar'in yasam oykusune dayalı. Filmde Harvey Pekar'i Paul Giamatti(Sideways'in basarili basrol aktoru) basariyla oynamis.

Harvey Pekar'in yasami oyle ilginc bir yasam degil. Bir hastanede memur olarak calismakta, cok siradan bir yasami var. Cizgi-romanlari her zaman cok sevmis ve kendi de arada karalamakta birseyler. Jazz dinlemeyi de seviyor ve bazen jazz uzerine yerel gazetede elestiriler yaziyor. Yillardir takip ettigi bir cizgi-roman cizeri ile birgun tesaduf eseri karsilasip ona kendi cizdiklerini gosteriyor ve ondan cesaret alip American Splendor dergisini ortaya cikariyor.


Bu dergide icinde bulundugu gunluk ve basit yasamin sacmaliklarini ciziktirmekte. Hayatindaki tum insanlar derginin bir yerinde kesin gozukmekte. Adam biraz depresif, biraz agresif, biraz seker. Dergi zamanla genis kitlelere ulasiyor ve Harvey Pekar bir anda ikonlasiyor. Tv programlarinin aranan elemani oluyor. Ciktigi talk-show programlarinda hep beklenilmeyen tepkiler gosterip daha fazla insanin sevgisini veya nefretini kazanmayi basariyor.



Filmin yapisi da klasik filmlerden uzak. Gercek Harvey Pekar da araya karisip olaylarin nasil gelistigini anlatiyor. Ayni zamanda olaylar, film karakterleri ile de canlandiriliyor. Her monoton hayat yasayan insanin kendinden birseyler bulabilecegi seyler soyluyor Harvey.

Asagida filmden sevdigim birkac ozlu soz: (I assume that my readers can understand English so I am not translating them into Turkish.)
-Ordinary life is pretty complex stuff.
-I find most American cities to be depressing in the same way. (Bu benim altina imza atabilecegim bir soz)
- Bir de Harvey'nin en yakin arkadasi olan nerd(avanak) arkadasi ile konusmasi...
Toby Radloff: Is your new bride a nerd?
Harvey Pekar: I don't know. Kinda. Yeah. She's in to herbal tea.

Soguk esprilere gulen bir tipsiniz adamin esprileri cok komik:)