
Gecen sene bu zamanlar ilk cadir tecrubemi Smoky daglarinda yapmistim. Bu ikinci deneyimdi benim icin. Bu sefer backpacking degil de kamp yaptik. Bir kamp sahasina cadirimizi kurup, gun boyu dag bayir yuruyus yaptik. Sequoia parkinda, havalar gunduz 20'li dereceyken gece 0'in altina iniyor. Bu da kamp olayini cok zorlastiriyor. Bir de bu sefer uyku tulumunun altina serecek mat'imiz yoktu. Dondum gece boyu. Donmaktan dolayi uyuyamadim da. Cok rahatsiz bir geceydi. Uyuyamadigim icin de parkin o guzelim dogasinin da pek tadina varamadim.

Biz kampimizi soyle bir nehrin yanina kurduk. Gercekten guzel bir kamp alani. Kamp alaninin adi Buckeye flat. Eger yolunuz duserse bu kamp alanini oneririm.

Kamp yapmak ile backpacking yapmak arasinda cok fazla ayrim var. Kamp yapanlar, kamp alanini cok fazla terketmiyor, bol bol yiyecek getiriyorlar, muzik dinliyorlar. Aileleri ile birlikte zaman geciriyorlar cogunlukla. Backpacking'de daha fazla yuruyus yapip daha fazla yer gormek olasi. Backpacking yapanlar oldukca atletik iken kampcilar biraz daha etli-butlu:) Bir de nedense doga yuruyusu veya diger fiziksel aktiviteleri beyaz Amerikalilar yaparken kamp yapmayi farkli irklar seciyor.

Biz grup olarak kampta kos kos oturmayi degil de yuruyus yapmayi tercih ettik. En guzel yuruyus patikasi Marble fall patikasi. Bazi bolgelerde kayalar yukarilardan akan sularin etkisiyle yosun tutmus. Soyle gozleri oksayan bir yosun goruntusu ortaya cikmis.

Bazi bolgelerde kayalarda adini bilmedigim su bitki turleri yetismekte. Biraz col bitkilerini andiriyor.

Selaleye giderken epey bir tirmaniyorsunuz. Biraz yorucu gidisi. Donuste devamli asagiya indiginiz icin biraz dizler yoruluyor. Ama cok huzurlu ve guzel bir patika. Bir de bu aralar tum cicekler acmis. Patikanin saginda solunda rengarenk cicekler, kokulariyla selamliyorlar sizi.

Yorucu olmasina ragmen, patikanin sonunda gordugunuz selale tum yorgunlugu alacak cinsten.Mermer kayalari arasindan yere dokulen cok guclu bir selale. Su damlalari birbirine karisiyor, bu coskunlukta. Selaleye vardigimizda tum suyumuz tukenmisti. Tum siseleri selale suyu ile doldurdum. Buz gibi ve cok lezzetli bir suydu. Cok iyi geldi tum yorgunluguma.

Sequoia parkinda nice selale var. Ikinci gun baska bir patika da su selaleyle karsilastik.

Sanirim ben bu parkin en cok, buyuk kayali nehirlerini sevdim. Irmaklarin arasinda farkli kaya olusumlari dikkat cekiyor. Alttaki fotograflari Hospital Rock denilen bolgede cektim. Bu bolgede Kizilderililer yasamaktaymis zamaninda, onlarin kayalara cizdikleri resimler de var bu bolgede.



Tabii bir de parkin adinin geldigi Sequoia agaclarindan bahsetmek gerek. Dunyanin en uzun ve en buyuk agaci (General Sherman) bu parkta. Boyu 83 metreyi, eni 30 metreyi bulmakta bu agacin. Govdesi kirmizi. 2300 yildir bu dunyada yer almakta. Cok dayanikli bir agac turu. Bu agacin oldugu yeri gormeye giderken yol cok egimliydi, mide bulantisina yenilmemek icin gozlerimi kapatmistim. Kapatis o kapatis. Iki saat sonra gozlerimi actigimda arkadaslar coktan agaci gorup arabayi asagiya surmuslerdi bile. Uyku cok tatliydi, kacirdim diye pek uzulmuyorum dogrusu.
Sonsoz: Sequoia dogal parki kesinlikle gorulmeyi hak eden bir park. Eger yolunuz Kaliforniya'ya civarina duserse aklinizda bulunsun bu park. Cadirda uyumak pek komforlu bir olay degil. Kendime bunu bir kez daha kanitlamis oldum. Belki yazin gidilirse en azindan gece donma tehlikesi olmaz.