İnişli Çıkıslı bir şehir: San Francisco

San Francisco(SF)'ya bu ikinci gidisimdi. Ilk gidisim 2 yil onceydi. Ilk gittigimde SF'in altini ustune getirmis, gorulmemis bir nokta, cikilmamis bir tepe birakmamistim. Bu sefer hem zaman limitinden dolayi hem gezme aliskinligimda gorulen tembellik yuzunden sinirli sayida yer gorebildim.

Ilk once belirteyim ki, SF gercekten cok guzel bir sehir, denizi, yesili, insani cok farkli. Akdeniz sehirlerinin rehaveti ve guzelligi var SF'da. Tum kurallar biraz esneklestirilmis. ABD'nin kesinlikle en liberal sehri. Mesela trenlere binmek icin bilet aliyorsunuz ama kimse bu biletleri kontrol etmiyor. Yani bilet alip almamak tamamen vicdaniniza kaliyor. Ya da bizim burada yasadisi otlari sokakta icen pek gorulmez ama SF'da sigara icilir gibi marijuna iciliyor. Insanlar da bir guleryuzlu bir rahat sormayin gitsin. Bu rahatlikla ABD'nin en zengin sehirleri arasinda nasil yer aliyor SF merak ediyorum.


Neyse efendim eger SF'ya gidiyorsaniz ve sinirli zamaniniz varsa, bir iki gun diyelim biz buna, ben size gunluk turlari tavsiye edeyim. Ilk gittigimde 10 saat suren bir tura katilmistim ve sehrin gorulmesi gereken yerleri hakkinda SF'da dogmus buyumus bir tur rehberinden yeterince bilgi ogrenmistim. O turdan hatırladigim en guzel ayrinti Alfred Hithcock'un filmlerinin cogunu cektigi eviydi. Alfred Hitchcock SF'da yasamis bu yuzden oraya gittiginizde onun filmlerinden mekanlar tanidik geliyor gozunuze. Sadece Alfred Hitchock degil sayisiz filme ve diziye ev sahipligi yapmis SF. Mesela benim en sevdigim filmlerden biri olan "Alcatraz kuscusu" burada cekilmis. Ben kucukken bir de San Francisco sokaklari vardi.

Benim SF'da en sevdigim mekanlardan biri Golden Gate Parki. Bu park kocaman ve yemyesil. Icinde de Japon bahcesi, gul bahcesi, modern sanatlar muzesi, bilim muzesi gibi sayisiz aktiviteyi icermekte. Parkta bisiklet surmek cok cezbedici gorunse de zamansizliktan suremedim. Ama Japon bahcesini ikinci kez ziyaret ettim. Renk renk ciceklerle cok ic acici bir yer.

Sehrin diger bir hos noktasi Viktorian evleri. Bu evlerin fiyatlari dudak ucurtan cinsten. Sadece bu tarihi evler degil genel anlamda evler cok pahali SF'da ve tum California'da.

Evler demisken, SF'da yangin merdivenleri hemen dikkat cekiyor. Eski evlerin yangin merdivenleri hep asagidaki gibi ve cok sirinler.

Sehirde yapmadan gelinmemesi gereken en onemli seylerden biri: kablolu tramwaylar. Zaten bunlarsiz sehrin tepelerinde ozgurce dolasmak pek mumkun degil. Hafif bir kaybolayim derseniz, bu size sayisiz tepe inip cikmaya malolabilir. O yuzden mumkun oldugu kadar tramvaylardan sasmayin derim. Bir de bu sehirde normal vitesli bir araba kullanmak Cin iskencesine esit olsa gerek.


Bu arada Golden Gate'in rengi aksam gun batimi sirasinda fotografta da gordugunuz gibi kizilin binbir rengine burunuyor. Seyreylemesi hos oluyor.Aslinda turuncu bir kopru ama hos bir kizilligi var uzaktan.
Sehrin tam merkezinde de soyle bir fotograf cekmisim, hosuma gidenler arasinda.

Sehrin gorulesi adalarindan biri Sausalito'yu ajandaniza ekleyin eger giderseniz. Feribotla bu adaya gecilebiliyor. Ben ilk gittigimde gitmistim ve cok begenmistim.

San Francisco'yu bir marti fotografi ile bitireyim.



Son soz: Imkaniniz varsa kesinlikle gidip gorun. Olmeden gorulmesi gereken sehirlerden biri. Ama tepelerden dolayi cok yaslilik zamaniniza birakmayin bu geziyi:)

gunesi zaptedecegiz, gunesin zapti yakin!

Birkac gundur Turk gazetelerinde calistigim proje ile ilgili resimler gormekteyim. Hergun milyonlarcasina baktigim bu resimleri gazetelerde gormek cok olasi bir durum degil benim icin. Tabii onlar resimleri kiyamet alameti olarak kullanmaktalar. Isin icinde oldugum icin haberler komik geldi.


Simdi efendim gazetede 2012 yilinda kiyamet kopacagi, gunes firtinalarinin dunyayi mahvedecegi falan yazmakta. 2012 yili gunes aktiviteleri acisindan en hareketli yillardan biri olacak cunku bizim Solar Maksimum dedigimiz yila denk gelmekte. Gunes aktiviteleri her 11 yilda bir maksimum seviyeye ulasmakta. Bir onceki solar maksimum yili 2001'di. Dolayisiyla digerinin 2012'de olacagini cok onceden biliyoruz. Hatta bir sonraki 2023'de olacak. Turk gazeteleri bunu da haber yapmak isteyebilir belki.


Solar maksimum, gunes lekelerinin maksimum olmasi demek. Gunes lekeleri, gozle bile kolaylikla gorulen gunes ustundeki siyah lekeler. Bu bolgeler cevrelerine gore daha soguk oluyor. Bu soguk bolgeler magnetik ozellikleri bakimindan cevrelerinden farkli oldugundan, siddetli magnetik akim degisikliklerine neden oluyorlar. Bu degisiklikler de, o bolgelerde cok fazla patlamaya(solar flare), kutle kopmasina(coronal mass ejection) sebep olmakta. Bu kutlecik kopmalari aslinda magnetik gaz gruplari ve gercekten dunyayi ve tum gunes sistemini etkilemekte. Dunyada ozellikle kutuplarin magnetik ozelliklerine kendini hissettirmekte ve enerji kaynaklarina zarar vermekte. Bu magnetik etkiler, kutuplarda Aurora'lara sebep olmakta ayni zamanda. Tek guzel yani bu olsa gerek gunes firtinalarin.



Eski zamanlarda da olan bu gunes firtinalari, biz dunyalilara pek zarar vermiyor aslinda, vermemis bugune kadar yani. Tabii biz 20-30 yil once dunyanin tum yorungelerine uydular yerlestirmemistik. Simdi tam bir uydu coplugu dunyanin cevresi. Gunes firtinalari bu uydulara ciddi zararlar verebilir. Asagidaki videoda 2003 yilinda Cadilar bayramina denk gelen bir gunes firtinasinin etkileri gorulmekte.



NASA, gunesteki aktivitileri gozlemlemek icin cesitli uydular gondermis zamaninda. Bu uydular: EIT/SOHO , TRACE ve STEREO. Bu uydular sayesinde, kutle kopmalari(cme) onceden tahmin edilmekte ve uydular da bu tahminler uzerine yon degistirebilmekte gunumuzde. Yani buyuk ihtimal uydulara da cok ciddi zarar gelmeyecek.



Sozun ozu : Isin uzmani olarak, 2012'de kiyamet olmayacak ama muhtesem Aurora'lar bizi bekleyecek. Yolunuzu Kanada'ya veya ABD'nin kuzeylerine dogru cevirebilirsiniz aurora(kutup isiklari) ziyafeti icin. Gunesin zapti da hala pek yakin degil, ama soyleyebilirim ki gunesin her noktasi gozlem altinda.

hatirlayis



Yine bir last.fm kesfime Indiana'daki bir golden cektigim bir fotografim eslik etsin.
Avishai Cohen'den Remembering....


Boston


ABD'ye geldigimden beri gitmeyi en cok istedigim sehirlerden biriydi Boston. Sonunda bir konferans nedeniyle gitme sansi buldum. Boston Abd'nin kuzey dogusunda yer almakta. Kuzeye gittikce havalar soguklasiyor, insanlar ciddilesiyor burada.


Boston ABD'nin en eski sehirlerinden biri. Gocmenler ilk olarak kuzey dogu sehirlerine gelip oralarda bir uygarlik kurmuslar. Bu yuzden sehirde tarihi bir doku var. Sehrin cogu bolgesi ismini Ingiltere'deki sehirlerden almislar. Ornegin Cambridge, Dorchester, Manchester gibi.


Sehirli halk siki bir beyzbol takipcisi. Boston'un beyzbol takiminin ismi Red Sox. Nereye giderseniz gidin, ustunde Red Sox yazan tisort ve sapka takan insanlarla karsilasiyorsunuz.


Ozellikle kuzeyinde bulunan North End'in cok Avrupai bir havasi var. Kucuk sirin kafeleri, restoranlari ve kirmizi tuglali apartmanlari ile tamamen Avrupa'nin kuzey ulke sehirlerini animsatti bana. Sehrin diger kisimlarinda da Viktorya stili evler gormek mumkun.





Boston ABD'nin egitim duzeyi en yuksek olan sehirlerinden biri. Toplamda irili ufakli 40 universite var bu sehirde. Dolayisiyla sehir cogunlukla universite sehri havasinda. Kislari dolup tasan sehir, yazlari bosaliyormus. Genc nufus yogunlukta sehirde. Sehrin en unlu ve eski universitesi Harvard. Harvard'a cok yakin mesafede MIT yer almakta. Bunun yaninda Tufts, Northeastern ve University of Boston'da hatiri sayili universitelerinden Boston'un.




Sehirde toplu tasima duygusu ABD'nin diger sehirlerine gore cok gelismis. Metrosu Newyork metrosuna oranla daha yeni ve temiz. Sehir ABD'nin diger sehirlerinde gorulen izgara methodu ile gelistirilmedigi icin yon bulmak hafif zorlu. Bir de otoyol sistemi azicik karisik. O yuzden araba kiralamak cok akillica degil bu sehirde yeni olanlar icin.


Boston'da iki muzeye gittim. Ilkine, "Museum of Fine Art", biraz yagmurdan kacagi vaziyetinde gittim. Kac tane sanat muzesi gordugumu artik ben de unuttum. O yuzden gidip gitmemekte kararsizdim. Ama muzeyi gezdikten sonra iyiki gitmisim dedim.


Muzede Japon sanati agirlikta. Baska hicbir yerde gormedigim cok guzel resimler, cizimler var. Bazi resimler kumaslar uzerine yapilmis. Yan yana konulmus muzede. Begendigim birkac sanatcidan resimler koyayim burada.

Shoda Kakuyu



Kontani Koshun


Utagawa Kunisada





Ziyaret ettigim diger bir muze ise: MIT Science'di. Bilime, robotlara, holografiye ilgi duyuyorsunuz, kesinlikle ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Benim icin cogu sey bilindikti icinde calistigim konular oldugundan. Ama yine de ilginc bir deneyim oldu. Ismini Turkce'den alan, sinirlari olsa da duygularini gosteren sosyal robat kismet'i gorebilirsiniz, ama iletisime gecemezsiniz. Holografiler de gercekten etkileyiciydi.


Baska neler yabilabilir Boston'da? Bu aralar Boston Turk film festivali var, gosterimler kisitli, bir filmi kacirirsaniz tekrari yok maalesef. Gunesli bir bahar gununde Public Garden'i ziyaret edebilirsiniz.

Quinch Market'te kalabaliga karisabilirsiniz. Bir zamanlar Cheers izlemissiniz ve "where everybody knows your name" sarkisi agziniza dusmusse, Cheers'i ziyaret edebilirsiniz. Zamaniniz varsa Reservoir kenarinda yuruyus yapabilirsiniz.

Yine zamaniniz varsa Brookline Village'e gidip gezinebilirsiniz. Vaktiniz varsa MassArt'a gidip cilgin dizaynlari da gorebilirsiniz.

Sonuc: Boston'da yapacak seyler asla bitmez, ne kadar cok sey yapmaya calissam da bitiremedim ben, heryerde bir aktivite bulunabilir. Buyuk sehir, insanlarin akli basinda. Ahh bir de biraz daha sicak olsa...

Selim Sesler

Gecenlerde Boston'da Selim Sesler konserine gittim. Konser Boston Turk film festivali kapsaminda duzenlenmisti. Izleyiciler cogunlukla Turk, Yunan, Bulgar, Makedon agirlikliydi.


Selim Sesler klarinette harikalar yaratti. Yaninda bir de muhtesem kanun eklenince cok hos bir konser oldu. Insanlar da kendinden gecti belli bir sure sonra. Kendilerini oynak muzikler esliginde dansa biraktilar. Cok eglendim. Sehrinize Selim Sesler gelirse kacirmayin derim.

Iste ondan hareketli bir parca..