Gitmek -My Marlon and Brando

Birkac yil once bir Iran'li arkadasim tavsiye etmisti filmi. Cok merak ettim, ustune okudum, youtube'da Ayca'nin roportajlarini izledim ama bir turlu filmi elime geciremedim. Onca aradan sonra sonunda izledim. Bu ne muhtesem filmdir, bu ne etkileyiciliktir. Ilk birkac dakikasinda icine aliyor izleyiciyi.


My Marlon and Brando bir ask filmi. Hem de ne ask!!! Ayca ile Hama Ali bir film projesinde karsilasirlar. Ayca Istanbul'da yasayan bir tiyatro oyuncusudur. Hama Ali ise Kuzey Irak'li bir oyuncudur. Film cekimi sirasinda birbirlerine asik olurlar ama sonrasinda Hama Ali ulkesine geri donmek zorunda kalir. Telefonlar, mektuplar, video'ya kaydedilmis mektuplar esliginde haberlesirler. Ama Ayca artik hasrete dayanamaz ve Irak savasi sirasinda Irak'a onu gitmeye gider. Film bu gidisin oykusudur.


Ilk 40 dakikasi Istanbul'da gerisi yollarda gecmekte filmin. Istanbul'daki kacak gocmenlerin durumu icler acisi. 400 kacak dokuntu bir apartmanda hep birlirkte yasiyor.Ne kadar cok aci cekiyorlar. Hatirliyorum 2006'da bir tirin icinde onlarca kacak insan trafik kazasinda olmustu Turkiye'de. Kacak olduklari icin Turk basini onlara sanki hayvanlar olmus gibi davranmisti. Kazadana birkac saat sonra bahsedilmemisti bile olaydan. Bazen ne kadar da umursamaz(ignorant) oluyoruz.

Her neyse film belgesel tarzda cekilen bir film. Ayca ve Hama Ali'nin de asklari gercek hayattan. Film boyunca Ayca'nin ask mektuplari yureklere dokunuyor. Sinir kapilarinda ve Iran'da hissettigi tedirginlikleri, gozunden akan yaslari, olaylar sanki benim basima geliyormus gibi izledim. Ayca, cok cok iyi bir oyunculuk sergilemis, zaten bol bol en iyi kadin oyuncu odulu almis festivallerden. Hama Ali'de cok sicak kanli biri. Hama Ali'nin videoya kayit edilmis mektuplari da cok sevimli, cok icten. Videolardaki konusmalari ile insanin hemencecik kani kayniyor ona.


Bu film Istanbul-Habur Siniri-Van-Iran guzergahinda geciyor. Daglar ve manzaralar super. Insanin cikip gidesi geliyor o bolgeye. Yol boyunca Iran'li ve Irak'li tum soforler bir kaset koyalim mi abla deyip, direk Ibrahim Tatlises'i dinlettiriyorlar Ayca'ya. Buradan tanidigim tum Iranli ve Iraklilar arasinda Ibo tam bir fenomen. Inanilmaz birsey. Ben Turkiye'denim deyince ilk cakan sozcukler Ibrahim'i cok seviyoruz oluyor. Gundeme de dokunalim ucundan.


Asagida filmin fragmani. En sevdigim mektup okunmakta.  Bir de filmde bir mezarliga su dokme sahnesi var ki, yuregim daglandi.


Sonsoz: Leyla ile Mecnun'un aski gibi bir askin oykusu ve tabii ki cok guzel bir yol hikayesi. Film siddetle tavsiye edilir.

Pi Gunu (3.14)

Bugun 3. ayin 14. gunu, yani pi gunu. Ezilen insanlarin gunu olur da matematigin demirtaslarinin olmaz mi? Pi cok ozel bir sayi. Boyutu ne olursa olsun her cemberin cevresinin capina orani  pi'yi verir. Dairenin alaninin yaricapa bolunmesi de bu kutsal sayiya denk gelir. Her ne kadar Arsimed bu sabiti hesaplamis gorunsede eski Misir'da bu oran siklikla kullanilir. Su websitesinde dogum tarihinizi pi'nin ilk 200 milyon basamaginda ariyor ve sizin dogumunuzun pi'nin neresinde oldugunu gosteriyor.


Boyle bir gunun kutlandigini Amerika'ya gelince ogrendim. Pi ingilizce (pay) diye okunuyor, sunumlarda hala pi diyesim geliyor. Her neyse bizim muhendislik klubu ogrencileri, hem eglencesine hem de diger aktiviteleri icin para toplamak icin bugunu soyle kutluyor:Gonullu ogrencilerin yuzune 1 dolar kasiligi pay atiliyor.




Fotografda payi firlatan muhendisligin dekani. Dusunuyorum da Turkiye'de  universitenin dekani yanimizdan gecince tir tir titreriz. Hele ben asistanken, dekan bolume gelince bolum baskanindan asistanlara dogru yayilan bir korku cemberi olurdu. Burada ise ogrencilerle eglenen, gulen, sakalasan, sorunlarini dinleyen, onlara destek olan ogretim uyeleri var. Hiyerarsik korkular burada pek hakim degil.  Amerika'yi Amerika yapan ve bizi buralara baglayan da bu tur yaklasimlar bence.

Sonsoz: hayirli pi gunu:) amin!!!

Doga'dan ezgiler

Bu hafta okulun muzik bolumunun bir konserine gittim. Kizilderili flutleri calan bir grubun konseriydi. Dogrusu umdugumdan cok daha fazla zevk aldim.Grubun ismi Branches Breath'di. "Dallarin Solumasi" gibi siirsel bir isim.



Konser boyunca en az 50 cesit flut caldi grup uyeleri. Her parcada degistirdiler flutleri.  Flutlerin hepsi agac dalindan yapilmaydi.


Grup uyelerinden biri, Kizilderililerin flutu kesfedis oyksusunu anlatti. Hikaye soyle: Bir tane Kizilderili delikanli obalarindan bir kizi sever delicesine. Kizin dikkatini cekmek icin herseyi yapar. Tum yarismalara katilir, avlanir. En guclu erkegin kendisi oldugunu kiza gostermek ister. Ama nafile. Kiz oglana bir turlu yuz vermez. Yuregi bu sevdanin altinda ezilirken bir agacin altina oturur. O sirada bir agackakan bir dal dusurur ve ona bu dali yuregindeki tum sevdayi uflemesini soyler. Delikanli ilk denemesinde pek bir ses cikaramaz, ikincisinde biraz cikartir. Kus tum yuregiyle calmasini ister ve daldan dertli nagmeler dokulmeye baslar. Bu arada da kizimiz su doldurmaya nehre inmismis, su doldururken bu muzigi dinler. Ve boyle bir yurege o da asik olur. Delikanli kizin gonlunu kazandiktan sonra bu dal parcasini gomer. Ilk yapilan cogu flut kisisel bir hikayenin parcasi oldugundan gomulmus. O zamanlarda yapilan flutler yok olmus.

Konser sirasinda bol bol da Kizilderili yasam felsefesinden ornekler iceren slaytlar gosterdiler. Slaytlarda kartalin onlar icin degerini ogrendim. Kartal, gokyuzunde en yuksege uctugundan tanriya en yakin kus olarak kabul edilirmis. Bu yuzden de herseyde bir kartal figuru var. Kurt aile yasaminin semboluymus. Ayi is anneligin sembolu.



Bu arada bu grup gecen sene Konya'da duzenlenen Mistik Muzik festivaline katilmis.Konyadaki dinletilerinden de soyle bir video paylasayim.



Mevlananin su dizelerine yer verdiler gosterilerinde:
"Biz çengiz ve sen çalıyorsun.
İnleme bizden değil, sen inliyorsun.
Biz ney gibiyiz ve bizdeki ses sendendir.
Biz dağ gibiyiz ve bizdeki ses sendendir.
Biz kazanmada ve mat olmada satranç gibiyiz.
Kazanmamız ve kaybetmemiz sendendir."

Dogrusu ingilizce versiyonu daha guzel:
We are as the flute, and the music in us is from thee;
we are as the mountain and the echo in us is from thee.

We are as pieces of chess engaged in victory and defeat:
our victory and defeat is from thee, O thou whose qualities are comely!

Who are we, O Thou soul of our souls,
that we should remain in being beside thee?

We and our existences are really non-existence;
thou art the absolute Being which manifests the perishable.

We all are lions, but lions on a banner:
because of the wind they are rushing onward from moment to moment.

Their onward rush is visible, and the wind is unseen:
may that which is unseen not fail from us!

Our wind whereby we are moved and our being are of thy gift;
our whole existence is from thy bringing into being."

Benim favori grup elemaninimdan da su parcayi paylasayim:



Grubun myspace sayfasi iste su

hayat gulerken aglatir

hayat gulerken aglatir, severken ihtiyarlatir.... gonul sever sever bikar, gonul gonulleri yikar

Seyyan hanimdan gelsin!!!


Hazir eskilerden bu tangoyu yayinlamisken, dun aksam gittigim Tango Fire Company grubunun muthis performansindan da bir videoyu yayinlayim. Gosterilerini zevkle izledim. Teatrel tarzda bir dans gosterisiydi. Astor Piazzola'un,Juan Carlos'un muzikleriyle Arjantin tangolari yaptilar. Cok tutkuluydu danslari. Nedense tango nostaljik bir hava yaratiyor bende ve aski hatirlatiyor. Ama tangodaki ask boyle huzurlu bir iliskinin aski degil. Boyle tutkulu, kavgalarla, kiskancliklarla dolu bir ask olmali.



Her neyse tango guzeldir, hicbir zaman boyle dans edemeyecegimi bilmekse aci!!!

(Yasakli blogspot'da yazip, neredeyse 3 yil yasakli kalan youtube videolari yayinlamak!!! Her yasakta benden daha da uzaklasan bir ulke!! Dusunce ozugurlugunun olmadigi, yayin ozgurlugunun olmadigi, gazetecilerin hapiste oldugu, bloglarin yasaklandigi, insanlarin yaraticiliklarinin kosteklendigi, insanlarin kendi dilinde konusmasinin yasaklandigi, gencecik kizlarin tore cinayetleriyle olduruldugu bir ulke.  Elveda Turkiye okurlari. Sizlere evlilik programlari ile dolu tv kanallariyla, magazin haberleri ve basi kesilen genc kiz haberleri ile dolu gazetelerle bol sabirlar!!! Belki birgun hepinizle ozgur bir ulkede tekrar bulusuruz ve tango dinleriz!!! )