Yosemite dogal parki

Yeterlilik sinavlarindan ve tez onerisinden cikinca orman ve selalerinin icice gectigi bir yerde zaman gecirmek istiyordum. Bunun icin Yosemite dogal parkindan daha guzel bir yer bulunamazdi herhalde.


Yosemite San Francisco'dan 3 saat uzaklikta. Ceviz agaci tarlalari kapli br yoldan gecerek ulasiyorsunuz parka. Yol boyunca kovboy kasabalari gorulmekte. Bu kasabalara eskiden atlari ustunde kowboylar gelip mola verirken, simdilerde motosiklet suruculeri durup dinlenmekte. Bu tur kasabalarla bezenmis yollardan gecip, cam agaclari kokusuyla kapli Yosemite'ye geliyorsunuz.

Yosemite cok buyuk bir park. Merkezi asagida gorulen vadi.



Bu vadide arabayla ilerlerken, ilk once Brideveil (gelin duvagi) selalesi ile karsilastik. Beklenmedik bir anda gordugumuz icin ben cok etkilendim selaleden.


Cok yuksekten akan bir selale.Sularin o kadar yukseklikten dusup kayalara carpma ani gecekten etkileyici.



Bu selaleden ayrilip, vadinin merkezine gidince, buyuk selale ve kucuk selale olmak uzere iki ayri selale ile daha karsilasiyoruz.


Bu kucuk selale.


Bu da buyuk selale. Bu selale ABD'nin en uzun selalesi. Biz bu selalenin tepesine kadar yuruyus yaptik. Tamamen karlarla kapli olan, ucurum kenarinda olan bir patikadan tepeye kadar yuruduk. Belli bir asamadan sonra acayip zorlasti, imkansizlasti patika. Yine de azimle zirve yaptik. Ertesi hafta bacak kaslarim bu inadi fena odetti.


Selale'ye tirmanirken, gunes ile su taneleri birlesip soyle guzel gokkusagi yaratmakta.


Yosemite'nin selaleler haric diger bir ozelligi dev Sequoia agaclarini barindırmasi. Bu agaclar tum ormanin icine serpistirilmis kucuk gruplar halinde. Her agac grubunda en fazla 10 tane redwood(kirmizi govdeli dev agac) var. Bu gruplara gitmek icin de 4-5 km kar ustunde yurumek gerekti. Diger insanlar ozel kar ayakkabisi ile yururken biz normal ayakkabilarla yurumeye calistik. Kar kalinligi bazi bolgelerde 3 metreyi bulmaktaydi. Bata cika yuruyerekten 5 kmlik yolu uzun 6 saatte tamamladik. Bu zorlu yuruyus sırasinda devamli mizmizlandim, ama o dev agaci gorunce degermis tum cilelere diye dusundum. Binlerce yillardir yanginlara bana misin demeden bu dunyaya tutunmus bir agac bu ve cok nadir bir tur. Tohumlari sadece yanginlarda acilmakta imis, bu acilan tohumlarin cok azi tutunabiliyormus topraga. Bu yuzden de bu kadar nadir bir turmus. Fotografta gercek heybetinden eser yok ama yine de buraya koyayim bir fotografini.


Yosemite'de bir derenin kenarinda oturup dinlenirken bir geyik surusu yanimizdan gecti. Yosemite'nin bu geyik turunun adi mule-deer yani katır-geyigi imis. Normalde geyikler insanlardan korkup kacarlar ama bunlar cok dost canlisi ciktilar. Hatta bu gozuken geyige elimizle kurabiye yedirdik. Aslinda yaban hayvanlari beslememek gerekli. Ama bu geyik kurabiyelerimizi cok sevdi, hepsini bitirmeden gitmedi yanimizdan.



Bunun haricinde dogal parklarin en guzel yani, sehir isiklarindan uzakta olmalari. Bu da aysiz bir gecede binlerce yildizi gorebilmek demek. Gece bu kadar yildizi seyretmekte baska bir keyifti.

Sonsoz: Bir baska dogal parki daha listemden cıkarmanin gurur ve sevincini yasiyorum. Herseyiyle cok farkli ve guzel bir parkti. Geceleri cok soguk olmakta, kamp yapmayi dusunenlere duyurulur. Cevresinde uygun fiyatli oteller var. Kis zamani, oteller kamptan daha cekici gibi. Durbunle farkli kuslar, hayvanlar, yildizlar seyredilebilir. Bundan sonraki hedefim Yellowstone. Bakalim ne zamana giderim oraya.

berkeley

Yillarimi okullarda gecirdigimden bir sehre gidince onun etrafindaki kampuslere ugramayı seviyorum. Gecen San Francisco gezimde, UC Berkeley'i ziyaret etme sansi buldum. Ve tabii ki Berkeley'in kampusune asık oldum. ABD'de gordugum en buyuk kampus kesinlikle. Yemyesil bir kampus.

Subat ayi itibari ile San Francisco'ya bahar geldiginden agaclar ciceklerle donanmıs bile kampuste.




Kampusun icinden irmaklar gecmekte, bu yuzden de her bir tarafinda kucuk kucuk kopruler var.


Okulun buyuklugunden dolayi her bir yerler civil civil ogrencilerle dolu.




Okulda ogrenciler cogunlukla bisiklet kullaniyor. Bisiklet icin park yeri bulmak cok zorlu.


Berkeley 1968 yillarinda ozgurluk hareketinde onemli bir yer almıs. Konusma ozgurlugu, esitlikler, haklar ile ilgili bircok eyleme sahne olmus. Bu liberal hareket universitede ve sehirde hala kendini hissettiriyor. Ogrenciler oldukca liberal.



Sehrin en onemli caddesi Telegraph Ave. Bu cadde uzerinde bolca kitapci dukkani, muzik dukkani, bolca evsiz, bolca kafe, bolca muzisyen bulunmakta.Bir de farkli turden icecek(garip smoothie'ler) ve donmus yogurtcular(frozen yoghurt) dukkanlari var. Ikinci el kiyafet satan dukkan da bolca gorulmekte. Elisi taki satan tezgahlar var bir de. Cok zevk aldim bu caddede dolasmaktan.



Sonsoz: San Francisco civarlarina yolunuz duserse bir gununuzu Berkeley'e ayirin derim, turistik rotanin disinda olan bu universite kasabasında cok zevkli bir gun gecireceksiniz.

martin ramirez

Dun Berkeley'de bir muzeye ugradim ve Martin Ramirez'in cizimleri ile karsilastim. Daha once hic gormemisim bu cizimleri. Muzede en begendigim eserler kesinlikle onun cizimleri idi. Martin Ramirez 15 yilini bir akil hastanesinde gecirmis. Sizofren bir ressam olarak taninmis ve cogu psikolog tarafindan resimleri incelenmis.

Hosuma giden birkac cizimini burada paylasayim.