bir yaz gecesi ruyasi

Gecen hafta San-Diego'daydim. O yuzden cok fazla yazamadim buraya. Hazir San-Diego aklimdayken birkac gozlem yazayim oraya dair, eger yolunuz oralara duserse diye. O kadar buyuk ve buyuleyici bir sehir degil oncelikle. Daha cok bir plaj sehri. Burada gittigim her sehri Turkiye'de ki bir sehirle ozdeslestirme cabamdan dolayi azicik Mersin tadi aldim bu sehirden. Sehir de cok fazla Meksika havasi hakim, sehrin merkezinde her 10 kisinin 8'si Meksikali. Ispanyolca San-Diego'nun resmi dili gibi. Sehrin merkezinde bizim koy evlerini andiran eski bir Meksika mahallesi var, "Old Town" diye, benim icin en farkli noktasi burasiydi San Diego'nun. Insan kendini Zoro filminin setindeymis gibi hissediyor. Bunun haricinde bir de Balboa parki gorulmeye degebilir de degmeyebilir de. Ben cok etkilenmedim parktan, birkac sarayimsi yapi vardi, bu yapilarin her birinin icinde de uc-bes gereksiz muze vardi. San-Diego tren yollari muzesi gibi, fotograf mazemeleri muzesi gibi. ABD'de cerden copten muze yapma huyuna bayiliyorum yani. Su fotograf Balboa parkinin en gorkemli yapisini gostermekte.


Bu turistik mekanlarin haricinde guzel plajlar var San Diego'da. Coronado adasinin gercekten altindan kumlari var. Mission Bay plaji ise en kalabalik plajlardan. Ben bu plajda bisiklet turu yapmayi tercih ettim, komforlu bisikletimle aldigim zevk doruktaydi. Su fotograf bisiklet turumdan.


Su fotograf da bu yaziyla ayni adli fotografim. Yine ayni plajdan. Sanirim en sevdigim fotom bu oldu. Turistik mekanlarda hic iyi fotograf cekemiyorum:(


Sonuc: ABD sinirlari icinde gorulse de olur, gorulmese de olur bir sehir. Eger gidecekseniz, yaniniza mutlaka hirka, kazak gibi kalin giyecekler goturun. Sirt cantaniza hirkanin yaninda, mayo, gunes kremi ve sapka da alin. Ulasim icin, gunluk kart alip tum otobuslere ve tramvaylara sinirsiz binebilirsiniz. "Green Line" tramway hatti cok rahat ve manzarasi yesil bir hat, yorgunsaniz, isiniz de yoksa, binip sonuna kadar gidip, tekrar donebilirsiniz. Ilk gezi yazimi burada nihayete erdireyim.

1 comment:

tarkan ikizler said...

belki çok beğenerek gezmediniz san diagoyu ama olsun bakın bize birazcık oraların havasından estirdiniz ya, birazcık neler var neler yok anlattınız ya yeter... yoksa biz ne zaman oraya gidip de göreceğiz... yalnız burada size bir eleştiri yapmadan edemeyeceğim, beğenmediğiniz o her şeye bir müze açılması bence güzel bir şey... konusunu beğenirsiniz beğenmezsiniz o başka ama bunun altında alt kültürlere, ve teknolojik ayrıntılara verilen önem yatıyor... yani bu ayrıntıları bu kadar öne çıkarıp adına müze yapan toplumlara bir bakalım, şapka müzesi, fotoğraf makinesi parçaları müzesi, bisiklet müzesi vs gibi önemsiz konularda bile olsa müze kültürü güzel bir şeydir... bu tip müzeler insanların dikkatini belli bir ayrıntıya yönlendirir ve o konunun aslında önemsiz gibi görünse de hem ne kadar derin olduğunu hem de günümüzün kültürel ve teknolojik gelişmeler sağlamış toplumlarında gelinen noktaya aslında nasıl da bağlı olduğunu ortaya koyar...