3 (üç) maymun

Bir arkadasim filmi iki ay once getirmisti bana, o gunden beri filmin cdsi bana, ben filmin cdsine bakmaktaydim. Izleyince içimi sıkıntı kaplayacağından emin oldugumdan izlemeyi erteliyordum. Neyse efendim izledim sonunda. Ustunden biraz da zaman gecti hatta. Daha yeni yazabiliyorum, duygu ve dusuncelerimi.


Nuri Bilge, bildiginiz gibi bu filmle Cannes'da en iyi yonetmen ödülünü alip, filmi "güzel ve yalnız ulkesine" adamisti. Sean Penn, Nuri Bilge Ceylan ismini bir tuhaf telaffuz etmisti. Film ayni zamanda Yabanci Film dalinda oskar aday adayi olmustu. Ama ben bu basarilara ragmen, NBC'yi tanidigimdan filmi izlerken, herseyin ustume ustume geleceginden emindim. Nitekim oyle oldu. Film muthis kasvetli. Ama NBC guzelligi var filmin icinde. Tanimak lazim yonetmeni, filmi sevmek icin.


Filmde, namus, ahlak, cikar iliskileri, paranin gucu, ask, askin zavalligi, aldatma gibi her insanin ve her toplumun ,az cok gundeminde olan konular ele alinmakta. Gelisen olaylarin bazilarini, Türkiye'li farkli algilarken, yabanci biri farkli algilayabilir. Tum dunya vatandaslarinin, filmdeki bazi ogeleri benzer sekilde yorumlayacagindan supheliyim. Belki bu yuzden de oskar'da ilk bese kalamamistir.

Mesela, cep telefonunun zil calisina Yildiz Tilbe'nin bir sarkisini atayan birinin, yasam tarzini az-cok gozumde canlandirabilirim. Yildiz Tilbe'nin alt kulture yonelik muzik yaptigini bilmeyen bir yabanci bunu cozumlemeyebilir.

Ya da, patronun sucunu para karsiligi üstüne alan sofor bana gayet normal gelmekte, yani beni sasirtmayan bir durum bir Turkiye'li olarak. Ama farkli bir toplumun vatandasi, bunu farkli gorebilir. Ya da , ya da, kırronun onde gideni bir adamin neden siyasete atildigi bile Turkiye'li olmayi gerektiriyor. Ya da gerektirmiyor belki, tum ulkelerde siyaset, para ve kisisel cikarlar ic ice gecmis .



Filmin asil temasi, evlilikte kadinin aldatmasi. ABD'de, kadin aldattigi icin islenen cinayet haberi cok yaygin degil. En azindan ben karsilasmadim boyle haberlerle. Ama bizim ulkede 3. sayfa haberleri, aldatilma yuzunden islenen cinayetlerle dolu. Bu sebepten karisini oldurenler, kocasini oldurenler, annesini oldurenler, cok alisilagelmis. Ozellikle aldatan kadinsa, herseyi medenice kabul eden koca veya ogul garip karsilanir, ozellikle egitim ve gelir duzeyi dusuk olan kesimde. Iste film de, bizim ulkemizde garipsenebilecek bu aldirmama("gormedim-duymadim") durumunu isliyor.


Filmi daha onceki NBC filmleri ile karsilastirirsam, bu sefer klasik kasabadan sehre gitmek isteyen veya ortalamanin ustunde Beyoglu cevresinde yasayan birinin depresif inis cikislari yok. Tasra bu filmde yerini Istanbul'un uzak semtlerinden birine birakmis. Sehirli depresiflik de yerini, düşük gelirli bir ailenin yasamsal monotonlugundaki bunalima birakmis. Iklimlerde, plajda gunesin alninda terleyen Bahar'in yerini bu kez, evde issiz-gucsuz- universite sinavini kazanamayan oglun terleri almis. Bu son iki filminde, yasamdan sıkılmıslığı terle dısarıya atıyor NBC.



Filmde tartisilan bir konu, kadinin kopekler gibi neden asık oldugu kırro bir adama. Kadın sanırım hayatındaki monotonluga(degisimsizlige), heyecansizliga, hicbir sey hissetmemeye, yani yasamindaki tum ölmüşlük duygusuna bu aldatma ile care buluyor, bu iliski ile yasadigini tekrar hissediyor sanirim, ve tekrar olmek istemiyor, yasamindaki tek heyecandan yoksun kalmamak icin diz cokuyor adama.


Filmdeki guzellikler: Filmdeki tum goruntuler sahane her zamanki gibi. Mekan secimi kusursuz. NBC'nin kendi sinirlarini zorladigi kurgu da guzel bence. Birkac gereksiz sahne var ( filmin sonunda, kahveci ciragina goturulen teklif gibi). Filmde ozellikle Hatice Aslan'in oyunculugunu basarili buldum. Diger oyunculari cok etkileyici bulmadim.


Normalde filmde gecen bir muzikle bitiririm film yazilarimi. Ama filmde, telefonun melodisi olan Yildiz Tilbe sarkisi haricinde muzik yok. Muzigin filmlerdeki onemini, Turk yonetmenler(Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge, Dervis Zaim, ve daha niceleri) niye goz ardi eder bir turlu anlamam. Neyse Yildiz Tilbe'nin telefon melodisi olan su derin ve anlamli sozlerini koyayim bari:) Bu derin sozlerin ustune cok dusunmeyim derim:)

"geri dönme istemem ki
ben eski ben değilim ki
hayat öyle bir oyun ki
ne rolü var ne sahnesi

sen de mutlu olma e mi
sen de sev sevilme e mi"

4 comments:

Sera said...

çok güzel irdelemişsin filmi. ben bu açılardan, özellikle dışarıdan nasıl algılandığını vs. düşünmemiştim. yine de filmi sevdiğimi söyleyemeyeceğim. sıkıntılı olması bir yana, karakterlerin hiçbirini sevmedim. karı koca arasındaki kimi sahneleri de NBC sinemasına yakışmayacak kadar çiğ buldum. Ama fime bayılan çok tabii. Kasaba ve Uzak gibi filmlerindeki samimiyeti göremedim Üç Maymun'da ben oysa.

nurvenur said...

Karakterlerin hicbiri gercekten sevimli degil. Hepsi soguk. Neseli yanlari yok, mutlu anlar filmde asla yansitilmamis. Boyle olunca karakterleri sevmek, kendimizle ozdeslesmek zorlasiyor.

Onceki filmlerinde genelde aile uyeleri bir tur sevimlilik ve sicaklik katardi, daha sevimli karakterler cikardi ortaya.

Güzin Tümer said...

Merhaba
Üç maymun etiketinin altına yorum yazdığım için önce bu filmle ilgili değerlendirmemi yapayım. Sizin değerlendirmeniz çok detaylı. Benim izlerken kaçırdığım bazı şeyleri de hatırlattı. Elinize sağlık. Ben Nuri Bilge'nin tüm filmleri içinde en çok bunu beğendim. Sinema olarak dili diğer filmlere göre daha güçlü geldi. Benim size bir sorum olacak.Blogunuza radyoyu nasıl eklediniz? Bilgi verirseniz çok sevinirim. Blogunuzu keyifle takip ediyorum. Teşekkürler.
Mail adresim: tumer58@yahoo.com
Güzin Tümer

nurvenur said...

Guzin Hanim,
Cok tesekkurler begeni dolu yorumunuz icin. Ben de sizin blogunuzu zevkle takip ediyorum. Muzikleri nasil ekledigimi mailinize attim.

Sevgiler