bir Chicago gezisinden kalanlar

Chicago'ya kacinci kez gittigimi ben de unuttum. Cok gitmemim en onemli nedeni, benim nadide sehrim Louisville'e en yakin olan buyuk sehir olmasi. Bu sefer egitimsel sebeplerden dolayi biraz daha uzun sureli kaldim, tadina da iyice varabildim.


Bu sefer kalisimda Chicago'nun koskocaman golu olan Michigan Golune cok yakindim. Bu yuzden de fotograflarda bol bol gol gorebilirsiniz.


Kaldigim yer yalnizca gole degil Obama'nin eskiden yasadigi yere de yakindi. Mahalleden bas bakan cikmasinin sevinci ve gururu cok guclu hissedilmekte. Mahallede gordugunuz kahvalti yerlerinde basbakan'in sevdigi urunler tavsiye ediliyor, mahallenin berberi 'basbakan' saclarini orada kestirirdigi yaziyor camina, her dukkanda onun resmi var. Umut logolari hala arabalarin uzerinde. Bizim buralarda gorulmeyen bir sevinc hala surmekte.


Chicago ABD'nin en buyuk sehirlerinden biri. Buyuk sehirde azicik bile hava almak bana iyi geliyor. Bunda en onemli etken, buyuk sehirlerdeki insanlarin daha egitimli ve acik goruslu olmasi. Ne tur insanlarin arasinda oldugunuz yasam kalitenizi acayip derecede etkiliyor. Buyuk sehirlerin diger sevdigim yani ise buyuk sehirlerin rastgeleleligi. Ne zaman karsiniza ne cikacagi hic belli olmuyor. Mesela gittigimin ilk gunu boyle sevimli bir nikah toreniyle karsilastim yaninda da nikah icin calan kemancilari dinlemek de cabasi.


Kaldigim donemde havalarin buz gibi olmasindan mutevellit disarilarda pek gezemedim. Sadece 2 gun gunes acti ben kaldigim gunlerde. Ilkinde hemen bisiklete atlayip Michigan golu civarinda fotograf makinemle tur attim. Maalesef sadece o gun icime sinen fotograflar cekebildim.


Havalarin kotu olmasindan dolayi ben de Chicago'nun muzik tarafinin tadini cikardim. Chicago Blues ve Jazz klubleri ile unlu. Blues'u ben albumlerden dinlerken cok keyif almiyorum nedense. Cok fazla blues albumu dinlemisimdir ama cogundan bir haz almamisimdir. Fakat canli Blues'un farkli bir enerjisi varmis. Blues klubunde iki bas gitar ve davuldan olusan grup cikti. Klubte toplam 30 kisi vardi. Bunlardan 10 tanesi cikan grubun arkadaslariydi ve hepsi ya muzisyen ya sarkiciydi. Devamli sahneye bu arkadaslardan biri cikti ve kendi yetenegini gosterdi. Sanirim seyircilerin interaktifligi Blues kulubunde blues dinlemenin en guzel yani.


Blues'den baska, Jazz klubune de gittik. Chicago'nun en koklu jazz klubu Green Mill. Hergun baska bir grup canli performans yapiyor. Last.fm vasitasiyla tanidigim Patricia Barber her pazartesi sahne aliyor mesela. Maalesef biz pazartesi gunu gidemedik. Sali gunu organ-gitar ve davul uclusune gittik. Ben Jazz'da biraz saksafon, biraz piyano, biraz bas seviyorum. Benim sevdigim hicbir enstruman olmayinca cok da keyif almadim Jazz klubunden. Bir de bu klupte sesiz sessiz masada oturup muzik dinlemek gerekli. Konusmak yasak. 2-3 saat konusmadan muzik dinlemek de biraz yoruyor adami.


Jazz ve Blues'dan baska Gospel muzik festivaline denk geldim Chicago'da. Siyahi kiliselerin vazgecilmez Gospel'i Chicago'dan baska nerede dinlenir ki. Insanlarin coskusu, sarkilara katilisi, alkisla eslik etmeleri ve grup enerjisi Gospel'i diger dini muziklerden farkli kiliyor.


Tabii bunlarin yaninda Milenium Park'ta klasik muzik konseri de dinledik acik havada titreye titreye. Rebetika dinledik bir tavernada oynaya oynaya. Chicago'nun en iyi blog yazarina tesekkurler son iki madde icin.


Bu kadar farkli muzige her sehir kucak acamaz. Chicago muzik anlaminda cok cesitli ve en iyi gruplari barindiyor. Yolunuz duserse muziginden eksik kalmayin derim.

Chicago'nun son gununde denk geldigim Chicago Blues festivalinin yildizlarindan bir video koyarak bu yazimi bitireyim. Bettye Lavette soyluyor.

4 comments:

Moonshine said...

Ne demek efendim, yine bekleriz, yine gel yine gezeriz :)
Bu arada Chicago'yu Chicago'lulardan cok daha fazla gezmissin, takdir ettim seni :))

Moonie

hayriyé said...

Ne güzel kareler çekmişsin düğün törenine denk gelmende harika olmuş (: Bende çok istiyorum blues ve jazz çalan mekanlarda takılmayı ama yaşadığım şehirde bunlardan yok malesef albümlerde dinliyorum bende blues demişken noblues-Black Cadillac parçasını tavsiye edeyim sana arabic havası var albümlerde ama yinede çok seviliyorlar.. Birde jazz da piano sevdiğini söylemişsin o zaman Chat Noir - Decoupage (2006) albümü sana göre.. Birde benim tavsiyem Jazzamor :) Obama ile ilgili yazdıkların çok hoşuma gitti bende bu tarz şeyler genelde bizim ülkeye göre diye düşünmüştüm ama çok hoş.. Umarım bende bir gün oralara gidip söylediğin yerlerde takılabilirim...

vselcuk said...

fotograflarin gercekten harika, fotograf makinan ne marka?

nurvenur said...

Moonie: Cok tesekkurler gercekten. Seninle zaman gecirmek cok guzeldi.

Padam, Padam, Padam: Su anda Black Cadillac'i dinliyorum. Ne kadar muhtesem bir muzigi var. Jazzamor'un cok cok bir ses tonu var. Cok tesekkurler onerilerin icin. Obama'nin mahallesi de mahallemizden star cikti havasindaydi. Fakir ve siyahi bir mahlle oldugundan ne kadar gururlansalar az sanirim.

vselcuk: Ben uzun zamandir Canon Eos 400D kullaniyorum. Piyasadaki en iyi makine degil ama benim isimi goruyor. Sevindim begenmene fotolarimi:)