Sugar

Kucuklugunden beri Amerika'ya gelme hayalleri kuran, bu hevesle Dominik Cumhuriyetinde tum gucuyle beyzbol oynayan Miguel ya da takma adiyla Sugar'in oykusu. Bununla birlikte kendi ulkelerinde ABD hayali kuran ve buraya gelince kultur sokuna maruz kalan ve buranin cennet olmadigini hisseden herkesin kendinden birseyler bulabilecegi bir film.


Filmin basinda mutlu ve beyzbolda cok yetenekli bir genc var. Gelecekten umutlu, binlerce hayali var. Bu hayallere ulasmanin tek yolu ise gittigi beyzbol okulunda basarili olup birilerinin dikkatini cekmek ve ABD'ye gitmekten gecmekte. ABD'ye gittiginde herseyin cok guzel gececeginden oylesine emin ki. Ailesinin tek arzusu da ogullarini ABD'ye gonderip onun orada cok unlu ve zengin olmasi ve tabii ki onlari da fakirlikten kurtarmasi.

Heyecanli bir bekleyisten sonra, Sugar sonunda ABD'de bir takimda oynama teklifiyle yurdunu terkediyor. Dusuyor ABD'nin kucuk sehirlerinden birine. Zaten ulke degistirmek kolay degildir, bir de boyle kucuk bir sehire gelinince yabancilik daha da bir hissedilir. Sugar'in bir de dil problemi olunca, cevresindekileri anlamak, baskalariyle iletisime gecmek gibi sorunlari oluyor. Tum konusmalara yes diye cevap veriyor. Sehirde yasam aliskanliklari, eglence aliskanliklari kendi ulkesinden o kadar farkli ki.



Sugar bu kucuk sehirde bir ciftci ailesinin yanina yerlestirilir. Duzenli kilisiye giden, yemeklerden once dua eden, kizlarinin incil toplantilarini duzenleyen, ogullarinin vatanperverlikten Irak'ta savasan bir ailedir. Herseye ragmen iyi bir ailedir. Bu aile fertleri acayip bir sekilde benim yasadigim sehrin insanlarini andiriyor. ABD'nin en muhafazakar ve dindar bir kesiminde yasiyorum maalesef ve Sugar'in tum yasadiklarini anlayabiliyorum. Sugar bir de ten rengi farkliligindan sozde olmasa da ozde olan bir ayrimla da karsilasiyor.


Spor hayatina gelince, ilk baslarda kendine guveni ve oyundan zevk almasi ile basarili oluyor. Kendinden beklentiler oldukca fazla. Eger basarili olamazsa takim onu hemen gonderilebilir. Takimdaki ve cevresindeki insanlar, Sugar'a bir insandan ziyade bir yaris ati gozuyle bakmakta. Boyle olunca Sugar'in kendine guveni zamanla azaliyor, oyundan zevk almayi birakinca basarisizlik ve depresyon kacinilmaz oluyor. Tum hayati boyunca beyzboldan baska birsey ogrenmeyen ve B plani olmayan Sugar caresizligin ortasinda buluyor kendini.

Filmin fragmani asagida. (Ikinci bahar dizisinde Ulas ve Sari kafanin Ameriiikaaa sarkilarini soylemelerini de aradim youtube'da ama bulamadim.)



Sonsoz: Sugar'in yeni geldiginde yasadiklari zaman zaman guldurse de uzucu ve dusundurucu bir film. Dominik Cumhuriyetinde beyzbol oynayarak ABD hayalleri kurmak ile Turkiye'de en iyi okullarin en iyi bolumlerine gidip ABD hayalleri kurmak cok farkli gelmedi bana. Nedir bu baska memleketlerde mutlulugu arama cabamiz bilmem.

4 comments:

Moonshine said...

Guzel ve ilginc bir filme benziyor, Netflix'ime ekleyeyim :)

Bu arada "baska memleketlerde mutluluk arama"nin sebebi bence Amerikalilarin deyimiyle "The grass is greener on the other side" olmasi. Ya da "komsunun tavugu komsuya kaz gorunur" mu derler bizimkiler ne derler? Oyle iste :)

rnt said...

Bana da baya ilginc geldi konusu. Kendimden cok sey bulacagim gibi. Izleyelim bakalim

vselcuk said...

http://www.youtube.com/watch?v=QUaIZQD-CfI

mutlulugu baska bir yerde aramak ustune yazdiklarin bana bu sarkiyi animsatti. ne guzel yazmissin.
Filmi merakla bekliyorum.

nurvenur said...

Moonie: Tum cimenler cimen iste, yesillikleri farkli olsa da. Tecrubeyle gerekiyor bu lafi bile soylemek icin galiba:)

Rabia: ABD'de yasayan yabancilarin kendinden birseyler bulacagi bir film. Bazen beyzbol sahneleri uzuyor ama yine de hos film. Umarim seversin:)

Vselcuk: "burasi gibi degil gidecegim memleket, denizi ayri deniz, havasi ayri hava..." Demek istedigim tam da buydu, tesekkurler klibi gonderdiginiz icin.