bir baska kanu macerasindan

Ilk kez kanuya binip, yesil irmaklarda uzun uzun kurek savurmayi pek bir sevmistim. Bu sevgiden yola cikarak gecen hafta 25km'lik bir kanu macerasina kalkistik. Asagidaki hatun kisi benim.



Kanu gezisi, hem spor hem piknik karisimi. Insanlar yiyeceklerini aliyor, arkadaslariyla veya ailesiyle birlikte nehrin sakinligine birakiyorlar kendini. Bazen kumsal gibi nehir kenarlarinda duraklayip yuzuyor veya yemeklerini yiyorlar.


Gecen seneki kanu deneyimde acemiydim, hep yanlis yonlere donduruyordum kanuyu, ama bu sefer gayet guzel gidiyordu hersey. Partnerimla kurek cekislerimiz uyumluydu. Devrilen agaclarin ustunde duran kablumbagalar selamliyordu bizi ya da su yilanlari suzule suzule geciyordu yanimizdan.


Cok hizli gidiyorduk ve bu guzelim manzarada kanu keyfinin cabucak bitmesini istemiyorduk. Hava cok sicak oldugundan bir yerlerde durup serin irmak suyunda yuzuyorduk serinlemek icin. Sonrasinda tekrar yolumuza koyuluyorduk.



Gecen hafta cok yagmur yagdigindan, irmaktaki su seviyesi epey yuksekti. Bunu basta avantaj olarak algiladik, ama sonrasinda coskun yerlerden biri bize anyayi konyayi gosterdi. Kayalikli ve suyun cok coskun oldugu bir bolgede kanumuz once kayaya carpti, sonra yakinlarda olan bir agac kutugune carpti ve o coskun yerde kanumuz alabora oldu. Sonrasinda gulunebilecek bir kazaydi aslinda.



Olayin kotu tarafi benim kanunun altinda kalmamdi. Cok anlik bir olaydi, ne zaman dustum ne zaman kanu basima dogru gelmeye basladi bilmiyorum. Sonunda kurtuldum ama kotu bir tecrubeydi  benim icin.Aslinda kanu olayi cok zararsiz ve guzel bir aktivite. Ama her doga sporunda oldugu gibi, bunda da doganin bilinmezliklerini gozden kacirmamak gerek.

No comments: