Paris, je t'aime

Bugun tesadufen Paris je t'aime filmini izledim. Cok fazla bigi edinmeden oylesine gitmistim sinemaya. Tam bir surpriz oldu bana. Cunku kisa filmlerden olusuyordu. Ankara'daki film festivallerinin en cok kisa film bolumlerini seven benim icin tam bir festival oldu. Bir de Avrupa havasini solumus olduk.

Film'de tam 20 kisa film var. Filmler bircok unlu yonetmen tarafindan cekilmis, yonetmenlerden ornek verecek olursak Coen kardesler, Jean-Luc Godard, tom Tykwer, etc.. Bircok unlu yuzu gormek de mumkun kisa filmlerde. Filmlerin birbiriyle ilgisi yok. Her oyku birbirinden farkli. Biraz Paris'in kozmopolit yapisini gostermekte. Biraz Paris'e giden turistlerin neden Paris'ten etkilendiklerini gostermekte. Paris'in unlu sokaklarina, gorulmesi gereken yerler listesine bir kisa film sıkıstırılmıs gibi.

Yonetmenlerin ve oyuncularin yarisi Amerika kokenli oldugu icin yine de tam bir Avrupa filmi izlemis gibi hissetmiyor insan. Filmin dili Ingilizce ve Fransizca agirlikli.

Filmlerde cogu zaman kadin-erkek arasi iliskiler gosterilmekte. Fakat farkli perspektiflerden. Kadin-erkek iliskisinin yani sira aile iliskileri de ele alinmis. Mesela Juliette Binnoche bir anne rolunde bir filmde. Nick Nolte bir baba rolunde baska bir filmde.

Ben filmden sevdigim birkac kisa filmi buraya koyayim.

Ilk once Paris'te turist olmayi cok guzel anlatan bir Coen kardesler filmi gelsin.

Tuileries


Sonra bir iliskinin dongusunu cok guzel anlatan "Fauborg Saint-Denis" gelsin. Bu filmi daha once de izlemistim. Bir ara tek basina unlu olmustu sanirim.



Bu filmin ayrilik temali telefon konusmasi bir ara cok unlu olmustu.
"there are times when life calls out for a change. a transition. like the seasons. our spring was wonderful, but summer is over now and we missed out on autumn. and now all of a sudden, it's cold, so cold that everything is freezing over. our love fell asleep, and the snow took it by surprise. but if you fall asleep in the snow, you don't feel death coming. take care"

Baska bir filmde de iki pandomimcinin aski anlatilmakta.

Tour Eiffel


En iyi ask oykusu ise kesinlikle su kisacik filmdi. En iyi askti cunku platonikti, baslamadan bitti.

Place des Fetes


En sondaki filmde bir Amerikali Paris'e gider. Nedenini bilmiyorum ama en cok etkileyen film bu oldu beni. Kadin duygulari cok guzel ifade etmis.



Sonuc: Kisa filmleri seviyorsaniz, hepsini bir hamlede izleyebileceginiz bir film.

6 comments:

Ludmilla said...

Ben hepsini bir hamlede izlemiştim :)

Seçtiklerinin hepsi çok güzel, benim de en beğendiğim filmleri içermekte. Aslında bir de tesadüf oldu bana zira Oscar Wilde'ın Son Vasiyeti üzerine yazacaklarımın içine burdaki bir kısa filmi koymayı düşünmüştüm. Hangisi olduğu belli oldu heralde :)

Sera said...

ben hala izleyemedim. sinemaya gelmesini bekledim bulunduğum yerde ama gelmedi. bana gene dvix yolları göründü.

tayfun said...

cok guzeller hepsi de.

zaten paris'e bayilmistim, ruya gibi bir sehir bence.

nurvenur said...

Senin gitmenden sonra izlemistim. Filmi izlerken sen geldin aklima Tayfun. Ozellikle Coen kardeslerin Mona Lisa'li tablosunda. Sen de blogunda bahsetmistin ya.
Kisacik filmleri sevdigine sevindim:)

tayfun said...

New York'lusu çekilecekmiş bu filmin. Sanırım yapımcıları da aynı. Fatih Akın'ın da kısa bir filmi olacak gibi gorunuyor. NTV'de çıkan bir röportaj:
http://www.ntvmsnbc.com/modules/habervideo/video.asp?CatID=26&cbVideo=4829&cbQuality=1
ve filmin IMDB sayfasi:
http://www.imdb.com/title/tt0808399/

Bunun disinda Shanghai da çekilmesi planlanan şehirler arasındaymış. Fatih Akın bir el atsa da İstanbul da çekilse keşke :)

nurvenur said...

Sagol Tayfun haber verdigin icin.

Merak ettim simdiden New York, I love you'yu. Hemen gelse de izlesek.

Gece Gunduz programini da nicedir izlememistim. Ozlemisim Yekta Kopan'i. Fatih Akin'la da bir daha gurur duydum. Susuz yaz'i Cannes'da gosteren Turk. Vay be.