pencerelerim

Hayatimin son bes yilindaki pencerelerimden goruntuler.

Ilk goruntu: Yuzyil-Ankara'dan. 13 katli bir apartmanin 13. katinda oturup, tum Ankara manzarasina ve Ankara'nin muthis gunes batislarina sahit olan bir pencereydi. Evin tek sevdigim yani manzarasiydi.


Ikinci goruntu: Louisville'deki ilk evimden. ABD'ye gelip ilk yili penceresi duvara bakan bir evde gecirmek, depresifligi katlandirmak icin bire birdir. Ilk yil gelen arkadaslara gun goren evler tavsiye ederim.

Ve su andaki evimin penceresinden. Ankara'daki evimin manzarasi ile karsilastirilmaz ama en azindan hava durumunu disari cikmadan anlayabiliyorum.


Bakalim bir sonraki evimin penceresi bakalim nerelere acilacak???

2 comments:

tinbits said...

Güzel pencerelerin varmış Nurcan. İkinci pencerenden görülen duvar, sana gün göstermiyor oluşunun haricinde bence çok güzel, çok umutlu bir duvarmış. Karanlıktan aydınlığa doğru bir parça olsun uzanabilmiş bir bitki... Bir parça, bir aralık, bir dal... Hep böyle küçük küçük, hep böyle azar azar uzanışlarımızı çağrıştırdı bana. Aydınlığa, umuda doğru...

Bu arada benim de Kanada'daki ilk evimin penceresi duvara bakan bir bodrum kattı:)Tavsiyende çok haklısın ama benim için biraz geç tabii:)Allahtan artık az da olsa deniz gören bir pencerem var.

Sana da daha nice güzel manzaraya açılan yeni pencereler dilerim.

nurvenur said...

Ikinci fotografi ben de seviyorum. Ben de tam anlamiyla senin gibi yorumluyorum. Filizler aydinliga dogru tirmaniyor kokler karanlikta olsa da. "Umuda dogru" diye bir ad vermistim hatta fotografa. O pencere manzarasindan bu fotografi cikardigim icin de kendimle gurur duyuyorum.

Kanada'dan neden ayrildigini daha iyi anliyorum, bir de bodrum katmis senin ki. Ama iste bak, duvar manzarasindan guzelim Istanbul'un deniz manzarasina terfi ettin.

Ben de sana, seni mutlu edecek pencere manzaralari dilerim.

Gorusmek uzere