sunshine cleaning

Bu yil izledigim en guzel film diyebilirim. Cok ozlemisim guzel film izlemeyi. Sunshine cleaning (Gunes isigi temizlikcilik), "Little Miss Sunshine"'in yapimcilari tarafindan cekilmis. Benzer bir gerceklik var filmde. Yine bir aile drami.


Konusu kisaca lisede cok populer olan Rose'un hayati lisedeki gibi gulluk gulistanlik devam etmez. 30'lu yaslarinda kendini ev temizlikciligi isinde bulur. Paraya ihtiyaci vardir. Evlilik disi 9 yasinda bir oglu vardir. Cocuk okulda problemlidir ve ozel bir okula gonderilmesi gerekmektedir. Rose'un eski lise aski ile yasak bir iliskisi vardir ama adam su anda baska bir kadinla evlidir. Bu iliski sadece motel odalarinda gizli gizli bulusmadan oteye gitmemektir. Adam polistir ve birgun Rose'a oldurulen birinin ardinda kalan pisligi(kan ve diger pislikler)temizleme isinde cok fazla para oldugunu soyler. O kadar cok sey kotu gitmektedir ki Rose'un hayatinda, ilk basta hosuna gitmese de bu isi yapmaya karar verir. Iste Sunhine Cleaning firmasini boyle kurar.


Bu temizleme isine Rose kardesiyle birlikte giriyor. Rose'un kardesi de ayri bir hikaye zaten. Temizledikleri her evde bir ani onlari gecmislerine bagliyor. Anneleri intihar etmis ve bu yara hic bir zaman kapanmamis iki kardeste. Su anda yasadiklari cogu sorunun kaynaginda da bu gizli. Rose'u filmde Amy Adams canlandirmis. Bu kizin yuzunde cok hos bir duruluk, ictenlik var. Daha once onu Junebug'da izlemistim. Orada da masum, iyi niyetli birini oynuyordu, gulunce gozlerinin ici gulenlerden.


Rose para yapmaya baslayinca kendine guveni artiyor, yaptigi isin insan yasamina olan etkisini anliyor, hayatinda kotu giden seyleri duzeltme cesareti buluyor. Sonlara dogru pozitif etki tam zirvedeyken, kardesi baslarina beklenmedik bir is aciyor ve Rose ev temizlikciligine geri donuyor. Tum yasananlar cok gercek, cok uzucu. Filmin sonunu guzel baglayamamislar senaristler, biraz havada kaldi birseyler benim icin. Ama yine de gorulmeyi kesinlikle hak eden bir film.

Filmi izlerken, izlediklerimi buradaki tanistidigim insanlarin profilleri ile ortusturdum. O kadar cok Rose ve kiz kardesi Norah gibi tipler varki burada. Annesinin intiharini yillarca uzerlerinden atamayan, bir bataga saplandikca saplanan, hayatlarinin ilk devrelerinde yaptiklari hatayi omur boyu onaramayan, erken yasta cocuk sahibi olup sacma sapan islerde calisan, babasini hic tanimayan, vesaire vesaire. Bir de filmde goruldugu uzere, bu toplumda ekonomik duruma bagli sinifsal ayriliklar cok yogun hissedilmekte. Insanlarin hayat sekilleri, yasadiklari yerler, takildiklari mekanlar cok farkli. Kapitalist bir ulkede ekonomik siniflarin olmasi kacinilmaz belki. Siniflar arasi sicramalar da cok yasanmiyor burada. Insanlar nasil bir cevrede dogup buyuyorsa oyle bir hayat tarzini benimsiyorlar, oyle de devam ediyorlar. Biz de, yine cocugum okusun benim gibi bir hayat surdurmesin felsefesi vardir. Buranin fakir kesiminde boyle bir yaklasim da yok. Amerikan ruyasi cogu insan icin calismiyor yani.

Bu arada bu filmi cenaze evinde, olen insanlar yuzlerine makyaj yaparak para kazanmak isteyen Rose'un hayatina cok benzer bir hayati olan birinden ogrendim. Yani bu tur hayatlar var burada.

Filmin en sevdigim sahnesi, Rose'un kardesinin kopruden gecen trenin altindaki sahnesi. Demirlerin birbirine degmesiyle cikan ateslerin altinda o hizi hissetmek hos olabilir.

Filmin traileri iste burada.

2 comments:

Moonshine said...

Ikimiz de ayni hafta icinde 'Sunshine' adinda filmler izlemisiz demek ki :) (Bakiniz blog'um) Bu filmi de en yakin zamanda izlemeye calisacagim, cok guzel olacaga benziyor!

ycurl said...

Aa ne tesaduf bakiyorum sunshine cleaning, the visitor ayni filmleri seyretmisiz. Tavsiyelerini bekliyorum.