hayat gulerken aglatir

hayat gulerken aglatir, severken ihtiyarlatir.... gonul sever sever bikar, gonul gonulleri yikar

Seyyan hanimdan gelsin!!!


Hazir eskilerden bu tangoyu yayinlamisken, dun aksam gittigim Tango Fire Company grubunun muthis performansindan da bir videoyu yayinlayim. Gosterilerini zevkle izledim. Teatrel tarzda bir dans gosterisiydi. Astor Piazzola'un,Juan Carlos'un muzikleriyle Arjantin tangolari yaptilar. Cok tutkuluydu danslari. Nedense tango nostaljik bir hava yaratiyor bende ve aski hatirlatiyor. Ama tangodaki ask boyle huzurlu bir iliskinin aski degil. Boyle tutkulu, kavgalarla, kiskancliklarla dolu bir ask olmali.



Her neyse tango guzeldir, hicbir zaman boyle dans edemeyecegimi bilmekse aci!!!

(Yasakli blogspot'da yazip, neredeyse 3 yil yasakli kalan youtube videolari yayinlamak!!! Her yasakta benden daha da uzaklasan bir ulke!! Dusunce ozugurlugunun olmadigi, yayin ozgurlugunun olmadigi, gazetecilerin hapiste oldugu, bloglarin yasaklandigi, insanlarin yaraticiliklarinin kosteklendigi, insanlarin kendi dilinde konusmasinin yasaklandigi, gencecik kizlarin tore cinayetleriyle olduruldugu bir ulke.  Elveda Turkiye okurlari. Sizlere evlilik programlari ile dolu tv kanallariyla, magazin haberleri ve basi kesilen genc kiz haberleri ile dolu gazetelerle bol sabirlar!!! Belki birgun hepinizle ozgur bir ulkede tekrar bulusuruz ve tango dinleriz!!! )

4 comments:

pluie said...

nurvenur senin bloğunun yeri bende ayrıdır:) Neden bilmem hoşuma gidiyor. Candan buluyorum. Ben yine blog değiştirdim ilkini yanlışlıkla sildim bunuda bilerek istemedim neden bilmiyorum belkide saçma...

Kullaklığımı bulamadım odanın kızları uyuyorlar ses yapmayayım dedim yarın ilk işim dinlemek olsun :)

Tangoya yazıldım ben sen tango yazınca paylaşmak istedim birde salon danslarına şimdilik eğlenceli geçiyor umarım dans edebilecek bir hale gelirim:)

Lütfen blogtan ayrılma arada bir yaz okumak güzel oluyor:) Sayende güzel şeyler öğreniyoruz. moonshine geldi sen gidiyorsun olmuyor ama:)

mutlu kal hep!

pluie

nurvenur said...

Merhaba Plue,
Bir yere gittigim yok buradayim. Sadece Turkiye'den okunmayacak diye dusunmustum. Hala okuyor olman cok guzel.

Ben de bir zamanlar Tango'ya yazilmistim ama siniftaki erkek yoklugundan kizlarla dans ediyorduk:) Komikti biraz.

Bu arada ben de senin blogunu takip ediyourum. Cok guzel filmler izliyorsun. Simdi de senin Goran Bregovic'ten koydugun sarkiyi dinliyorum. Cok guzel.

Bu arada ben de universite yillarinda dort yil yurtta kalmistim. Devlet yurdu olmasina ragmen cok guzel anilar kaldi o gunlerden.

Sevgiler Istanbul'a. Sen de bol bol cheesecake ye mutlu kal:)

pluie said...

Ben okulun yurdunda kalıyorum 8 kişiyiz düşün artık :) Hem güzel hem zor hem anlaşabiliyorsun hem anlaşamıyorsun. Nedense okula gelmeden önce üniversiteli böyle olmalı diye bir düşünce vardı hep içimde kendini geliştiren konuştuğu tartıştığı konular bile farklı olan diye ama öyle değilmiş...

Şarkıları şimdi dinledim çok güzeller.

Tangoda çok şükür erkeksiz kalmadık daha 3-4 erkeğimiz eksik ama daire çizip sırasıyla partner değiştirdiğimizden sorun olmuyor:)

mutlu kal!

nurvenur said...

Ben de 8 kisilik odada 4 yil kalmistim. Cok iyi bilirim kiz yurdu hallerini.Bazen cok eglenceli oluyor ama cogu zaman sikintili. Herkes farkli saatte kalkar, yatar, sac kurutur, makyaj yapar, topuklularla gezer, muzik dinler, telefonla konusur. Bir de yan odalardan arkadaslar gelir. Insan kendisiyle basbasa asla kalamaz. Ama mezun olduktan sonra da o kalabalik ozlenir.

Ben de ilk kez yurda gittigimde, cok saygin universitelerden kizlar kaliyordu odamda. Ben onlardan derin felsefeler beklerken, onlar sadece erkekler uzerine konusmaktaydi. Epey bir hayal kirikligi yaratmisti. Universite ogrencilerine dair beklentilerini cok yuksek tutma:) Zamanla istedigin tarzda insanlarla karsilasip, uzun soluklu arkadasliklar kurarsin zaten.

Sevgiler