The Photographer

Uzun zamandir okudugum en guzel kitapti bir fotografci'nin guncesi. Yari cizgi roman yari fotograflar formatinda kitap. Fransiz fotografci Didier Lefèvre1986'da Afganistan'a olan gezisinin guncesi. Bu gezide Didier, sinirsiz doktorlarun (Doctors without borders) grubunun Afganistan'in daglarinda, koylerinde savas sirasinda yara alanlara, hastalara, ihtiyaci olanlara hicbir karsilik beklemeden hizmetini fotograflamakta. Afganistan o zamanlar Rusya'yla savasiyor.


Kitaptaki fotograflar birbirinden sahane. Gezi boyunca Didier'in basina gelenler ve oykunun cizgilerle betimlenmesi bir baska sahane. Oyku'de 3 ana bolum var: -Didier'in Fransan'dan kalkip Pakistan uzerinden Afganistan'a varmasi ki bu bolumde cok istekli, cok merakli. Daglari, gecitleri asma maceralari var burada.



-Ikinci bolumde, Afganistan'da daglar asip savas bolgelerinde koylere ulasmalari ve hastalara, savas yaralilarina yardim sureci. Bu bolum insanin icini acitiyor.


-3. bolum ise bu daglardan Fransa'ya donmek icin geri donus macerasi. Bu kisimda Didier'in sansi pek yaver gitmiyor, Fransa'ya sag salim donmesi bir mucize oluyor adeta. Burada olmek uzereyken atinin fotografini cekiyor. Cok hosuma gitti o fotograf ve o an.

Kitaptaki tum doktorlar ve hemsirelere birer melek. Gelismis ulkelerinin refahindan vazgecip, Afganistan daglarinda insanlara din-dil-irk ayrimi yapmadan ac susuz yardim etmeye gidiyorlar. Sonucta kalici saglik sorunlari ile karsilasiyorlar. Ama asla vazgecmiyorlar amaclarindan. O daglari birer birer asiyorlar. Kitap boyunca Afgan'larin ne kadar misafirperver, komik ve sefkatli oldugu da gosteriliyor. Bu doktorlari bu Afganistan daglarina baglayan en onemli etken de Afgan'lar. Kitaptaki favori karakterim Juliet oldu. Ne kadar guclu ve ilham vericiydi.


Kitaptan bir kuple surada. Bir yerlerde rast gelirseniz kacirmayin. Umarim Turkce'ye de cevrilir bir zaman.

No comments: